İş Kazalarındaki Sorumluluklar

Alptekin Aydın

Son Güncelleme 4 yıl önce

Yapı şantiyelerine ilişkin iş kazalarında; şantiyelerde görevli mühendis ve mimarlar, yetki karmaşası ve yürütmenin konu ile ilgili farklı uygulamaları neticesinde çoğu kez haksız olarak suçlanıp bazı durumlarda ise hapis cezası ve benzeri uygulamalarla karşı karşıya gelmektedir. Bu durum ilerleyen süreçte çalışanların meslek hayatını çıkmaza sokan psikolojik sorunlara sebep olmaktadır.


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine istinaden; 2019 yılında en az 1736 çalışan iş kazalarında yaşamlarını yitirmiştir. Anılan veriler çerçevesinde 2019 yılında iş kazalarının iş kollarına göre dağılımı incelendiğinde 336’sı inşaat ve yol şantiyelerindedir. Ölümlü iş kazalarının en çok yaşandığı sektörün şantiyeler olduğu göz önünde bulundurulduğunda; tehlikeli hareketler, yüksekten düşme, kişisel koruyucu donanımları kullanmama ve dikkatsizlik başlıca sebepler arasında sayılmaktadır.


“Herkes kendi kusurlu fiilinden sorumludur” ilkesi ceza hukukunun genel ilkesidir. Şantiyelerde meydana gelen iş kazalarında yükleniciler, alt yükleniciler, şantiye şefleri, çalışanlar, iş güvenliği uzmanları, yapı denetim kuruluşları, vb. aktörler asli ve tali kusurları sebebiyle ceza mahkemelerinde hapis olmak veya para cezası ile cezalandırılabilmektedirler.


Şantiyelerde yaralanma ile sonuçlanan iş kazalarında sorumlular genellikle Türk Ceza Kanunun 89’ncu maddesinde belirtilen “Taksirle Yaralama” suçundan yargılanmaktadırlar. Suçu sabit bulunan kişiler için 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Taksirle yaralama suçu ile kasten adam yaralama suçu arasındaki en önemli fark, taksirle yaralamada failin dikkatsiz ve özensiz davranışı sonucu yaralamanın gerçekleşmesidir. Bir yüklenici iş güvenliği kurallarına uygun olmayan bir şekilde çalışan çalıştırdığında inşaatta meydana gelen yaralanmalardan taksirli suç kapsamında sorumludur.

Türk Ceza Kanunun 85’nci maddesinde belirtilen “Taksirle Adam Öldürme” suçunun cezası, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis olmaktır. Taksirle adam öldürme neticesinde “iki veya daha fazla kişi ölmüş” veya “bir kişi ölmüş ve bir veya birden fazla kişi yaralanmışsa” suçun cezası 2 yıldan 15 yıla kadar hapis olmaktır.


İşverenlerin Sorumluluğu


6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre yüklenici, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu kapsamda mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü önlemin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmak, şantiyede alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını izlemek, denetlemek ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlamak zorundadır.


Yargıtay kararlarına göre; İşçinin iş güvenliği ekipmanlarının kullanılıp kullanılmadığını denetlemeyen işveren, iş kazasından sorumludur. Her işveren işyerinde çalışanların iş sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamakla ve araçları eksiksiz bir şekilde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün sadece önlem almakla yetinilebileceği anlamının taşımadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetleme ve giderek önlemlere uyulmasını temin etmek anlamında bulunduğu da aşikardır. Başka bir deyişle, işveren işyerinde, geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır. İşyerinde işveren tarafından tam anlamı ile geniş bir kontrol mekanizması kurulmalıdır. İşveren sadece mevzuatta öngörülen önlemleri sağlamak değil, insan yaşamını korumak amacıyla çağımızın bilim ve teknolojisi nispetinde önlemlerle korumayı sağlamakla yükümlüdür. İşveren alınan tüm önlemlere uyulmasını temin etmekle, geniş bir kontrol mekanizması kurmakla da yükümlüdür.


Yüklenici, çalışma sahasında sağlık ve güvenlik kontrolü için eleman görevlendirip sağlık ve güvenlik / Acil Durum Eylem planı hazırlatarak bu plan doğrultusunda kontrollerde yapılarak güvenliği sağlamalıdır. Profesyonellerle birlikte çalışarak gerekli risk analizleri ve çalışan eğitimlerini sağlatmalıdır. Şantiye ve Atölye imalatları sırasında ise özellikle Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğine uygun olarak tüm önlemleri almalıdır.

Asıl İşveren ile Alt İşveren İlişkisi Nedeniyle Sorumluluk Meri mevzuat hükümlerince alt işveren çalışanlarının asıl işverenin şantiyesinde yürütülen yapım işi nedeniyle maruz kaldıkları iş risklerine karşı korunmalarının, alt işvereninin yanında asıl işverenin de sorumlu olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte asıl işverenin alt işveren ve çalışanlarının çalışma sahasında koyulan talimatlara uyup uymadıklarını denetlemesi de gerekmektedir.


Şantiye Şeflerinin Sorumluluğu 02/03/2019 tarihli resmi gazetede yayınlanmasının ardından yürürlüğe giren Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik içeriğinde “Şantiye şefi; yapı müteahhidi adına, yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan inşaat ve iş organizasyonunu sağlamak, mevzuatın öngördüğü her türlü tedbiri almak, uygulamak ve uygulatmakla sorumludur.” ibaresi yer almaktadır.

5510 Sayılı Kanuna göre; “işveren vekili, işveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimsedir” (md.12/II). hükmü bulunmaktadır.


Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, şantiye şefleri, inşaatlarda işveren vekili olarak ciddi sorumluluklar üslenmekte ve ihmalkârlıkları halinde iş kazaları davalarında mahkemece yargılanma olasılıkları da yüksek olabilmektedir.

Yapı Denetim Kuruluşlarının Sorumluluğu Yapı denetim kuruluşlarının iş kazaları karşısındaki sorumlulukları yeterince bilinmemekte hatta iş güvenliğinin sağlanmasında görevlerinin olmadığı sanılmaktadır.


Ancak; 4708 sayılı yasaya göre (Değişik: 4/4/2015-6645/31 md.) “işyerinde, çalışmaların, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına göre düzenlenmesi gereken sağlık güvenlik planına uygun olarak yapıldığını kontrol etmek ve gerekli tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bildirmek, yapı denetim kuruluşlarının görevidir. Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’ne göre; yapı denetim kuruluşları, inşaat alanında iş sağlığı ve iş güvenliği ile çevre sağlığı ve güvenliğinin korunması için gereken tedbirlerin alınıp alınmadığını kontrol eder.” hükümlerine binaen yapı denetim kuruluşlarının da şantiyelerdeki iş kazalarından sorumluluğu olduğu görülmektedir.


İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin Sorumluluğu Özellikle iş güvenliği uzmanlarının iş güvenliğinin sağlanmasında geniş yetkilere ve yaptırım gücüne sahip oldukları sanılmakta ve iş kazalarının meydana gelmesinin önlenememesinde akla gelen ilk suçlu adayı olmaktadır.

Ancak, İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri sadece işverene ve vekiline rehberlik ve danışmanlık yapmakla yükümlüdür, icracı değildir. 6331 Sayılı Kanununa göre iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerin, risk değerlendirmesi ekibi içinde yer alarak ve çalışma ortamında gözetim yaparak ilgili birimlerle işbirliği içinde bulunmak, eğitim, bilgilendirme ve kayıtlarla ilgili yükümlülükleri bulunmaktadır.


Çalışanların Sorumluluğu


Yargıtay içtihadında; “İşçiler çalışırken hem kendilerini hem de diğer çalışanları riske sokmayacak, dikkatli ve tedbirli çalışacaklardır. İşyerinde sağlık ve güvenlik için ciddi ve ani bir tehlike olduğu kanaatine vardıkları herhangi bir durumla karşılaştıklarında veya koruma tedbirlerinde bir aksaklık ve eksiklik gördüklerinde, işverene derhal haber vereceklerdir.” amir hükmü mevcut olduğundan sorumluluktan bahsedilebilir.

Kamunun Yapım İşleri İhalelerinde (Eser Sözleşmelerinde) Kontrol Heyetinin (Yapı Denetim Görevlilerinin) Sorumluluğu Kamudaki yapım işlerinde Yapı Denetim Görevlileri iş güvenliğine karşı ilgisiz kalmamalıdır. Yüklenicinin üzerine aldığı iş, iş sahibinin (İdare adına işi denetleyen kontrol heyeti) talimatları doğrultusunda ve onun kontrol ve denetiminde sürdürülmekte ise, iş sahibinin (kontrol heyeti) de yüklenici ile birlikte sorumlu olduğuna dair Yargıtay kararları da mevcuttur.


İş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili tüm bunlardan öte insan yaşamının önemi sürekli göz önünde bulundurulmalıdır. Konunun ciddiyetinin kavranması açısından Hammurabi yasaları örnek verilebilir.


Babil İmparatorluğu’nun kurucusu Hammurabi, M.Ö.1728-1688 yılları arasında hükümdarlık etmiştir.

Babil Kralı Hammurabi'nin çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılan yasalara Hammurabi Yasaları denir. İçinde, inşaatla ilgili düzenlemeler de mevcuttur. Hammurabinin inşaatla ilgili birkaç maddesi;

229. madde: Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.


230. madde: Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.

231. madde: Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse, inşaatçı, evin sahibine köle için ödeme yapar.

232. madde: Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.

233. madde: Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir.


Şantiyede teknik çalışanlar olarak Hammurabi yasaları gibi yasalara maruz kalmadığımız göz önünde bulundurulmalı, iş güvenliği hukuksal bir prosedür olarak görülmemeli, insan canının vazgeçilemez önemine binaen kanun ve yönetmeliklerdeki cezai sorumluluklar da göz önünde bulundurarak çalışma yapılmasına özen gösterilmesi ve çalışma ortamlarımızda her türlü önlemlerin alınmasının sağlanması ihmal edilmemelidir.


Sağlık ve esenlikle güvenli çalışmalar dilerim.


Latif YEŞİL

İnşaat Mühendisi

Bu makale size yardımcı oldu mu?

0 kişi içerisinden 0 kişi bu makaleyi beğendi

Hala yardıma ihtiyacınız var mı? Bize Mesaj Atın