Devlet Memurunun Ücretsiz İzinde Avukatlık Stajı Yapması

Alptekin Aydın

Son Güncelleme 3 yıl önce

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 2010/3468


T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

E. 2010/3468

K. 2014/124

T. 30.1.2014


• AVUKATLIĞA ENGEL BİR HALİN BULUNMAMASI ( Baro Levhasına Yazılma İstemi - Aylık Ücret Gündelik veya Kesenek Gibi Ödemeler Karşılığında Görülen Hiçbir Hizmet ve Görevin Avukatlıkla Birleşmeyeceği Hükmüne Yer Verildiği Alıntısı Yapılan Hükümler Uyarınca 

Avukatlık Mesleği İle Birleşmeyen Bir İşte Çalışmama Şartının Avukatlık Mesleğini İcra Edebilmek İçin Aranan Bir Koşul Olduğu )


• BARO LEVHASINDAN KAYDINI SİLDİRMEK ( Baro Levhasına Yazılma İstemi - Baro Levhasından Kaydını Sildirmek Suretiyle Avukatlık Mesleğinden Ayrılan ve Başka Bir İşte Çalışmaya Başlayan Kişilerin Avukatlık Ruhsatnamelerinin İptal Edilmeyeceği )


• BARO LEVHASINA YAZILMA İSTEMİ ( Avukatlığa Kabul İçin Avukatlığa Engel Bir Halin

Bulunmaması Gerektiği )


1136/m.3,5,11


ÖZET : Dava; Baro Yönetim Kurulunun avukatın Baro Levhasına yazılması yolundaki kararını uygun bulan

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun, bu kararında ısrar etmesine dair kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Mahkemece; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 3. maddesinde, avukatlığa kabul için, avukatlığa engel bir halin

bulunmaması gerektiğinin hükme bağlandığı; 5. maddesinde, avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işle

uğraşmanın mesleğe kabulde engel olduğunun belirtildiği; 11. maddesinde de, aylık, ücret, gündelik veya kesenek

gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görevin avukatlıkla birleşmeyeceği hükmüne yer verildiği;

alıntısı yapılan hükümler uyarınca, avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işte çalışmama şartının avukatlık

mesleğini icra edebilmek için aranan bir koşul olduğu, aksi bir düşüncenin kabulünün, avukatlık ruhsatnamesini

aldıktan sonra herhangi bir sebeple baro levhasından kaydını sildirmek suretiyle avukatlık mesleğinden ayrılan ve

başka bir işte çalışmaya başlayan kişilerin avukatlık ruhsatnamelerinin iptal edilmesi sonucunu doğuracağı,

bununla birlikte avukatlık ruhsatnamesi verilmesinin memuriyetle birlikte avukatlık mesleğinin icra edilebileceği

anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak avukatlık stajını tamamlayan ve staj bitim belgesi

idarece de geçerli kabul edilen ilgilinin baro levhasına yazılması kararını uygun bulan davaya konu Türkiye

Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar

verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.


İstemin Özeti : Ankara 14. İdare Mahkemesi'nin 30.6.2010 günlü, E:2010/850, K:2010/955 Sayılı ısrar kararının

temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz

dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz

isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının

yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Tokat Barosu Yönetim Kurulunun A. Y.'ın Baro Levhasına yazılması yolundaki kararını uygun

bulan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun, bu kararında ısrar etmesine dair 5.11.2006 günlü, 5900-7 Sayılı

kararının iptali istemiyle açılmıştır.


Ankara 14. İdare Mahkemesince; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 3. maddesinde, avukatlığa kabul için,

avukatlığa engel bir halin bulunmaması gerektiğinin hükme bağlandığı; 5. maddesinde, avukatlık mesleği ile

birleşmeyen bir işle uğraşmanın mesleğe kabulde engel olduğunun belirtildiği; 11. maddesinde de, aylık, ücret,

gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görevin avukatlıkla birleşmeyeceği

hükmüne yer verildiği; alıntısı yapılan hükümler uyarınca, avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işte çalışmama

şartının avukatlık mesleğini icra edebilmek için aranan bir koşul olduğu, aksi bir düşüncenin kabulünün, avukatlık

ruhsatnamesini aldıktan sonra herhangi bir sebeple baro levhasından kaydını sildirmek suretiyle avukatlık

mesleğinden ayrılan ve başka bir işte çalışmaya başlayan kişilerin avukatlık ruhsatnamelerinin iptal edilmesi

sonucunu doğuracağı, bununla birlikte avukatlık ruhsatnamesi verilmesinin memuriyetle birlikte avukatlık

mesleğinin icra edilebileceği anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak avukatlık stajını

tamamlayan ve staj bitim belgesi idarece de geçerli kabul edilen ilgilinin baro levhasına yazılması kararını uygun

bulan davaya konu Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle

davanın reddine karar verilmiştir.


Anılan karar, Danıştay Sekizinci Dairesinin 16.12.2008 günlü, E:2008/3355, K:2008/8274 Sayılı kararıyla; Tokat

Defterdarlığında memur olan davacının bir yıl ücretsiz izin alarak yaptığı avukatlık stajı sonrasında yaptığı

başvuru üzerine Baro Levhasına yazıldığının anlaşıldığı, 1136 Sayılı Kanun hükümleri gereği ilgilinin avukatlık

mesleğine kabul edilmesi için avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işle uğraşmaması gerektiğinden, Devlet

memuru olan bir kişinin aylıklı bir işle uğraşması sebebiyle bu görevin avukatlıkla birleşmesinin olanaksız olduğu,

bu olanaksızlığın görevle ilişki tamamen kesilene değin süreceği, kamu görevlisinin izin, hastalık gibi

durumlarında da kadrosuyla bağlantısı ve dolayısıyla kamu görevlisi olma durumu sürdüğünden, böyle bir kişinin

avukatlık yapamayacağı; aylıksız iznin de bir izin türü olduğu, aylıklı kadrolu görevle ilişkiyi ortadan kaldırmadığı,

bu durumda, aylıksız iznin, geçici bir süre görevden izinli olma durumunu oluşturduğu ve aylıklı ( kadrolu ) bir

görevde bulunma konumunda değişiklik yaratmadığından avukatlığa ve dolayısıyla staja engel oluşturduğu

anlaşıldığından, avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işi yürüten şahsın baro levhasına yazılması talebini kabul

eden kararı uygun bulan davaya konu işlemde ve aksi yönde değerlendirmeyle davayı reddeden İdare

Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, Ankara 14. İdare Mahkemesi,

bozma kararına uymayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ( Israr kararında sehven R. G. adlı kişiyle ilgili

işlemden söz edilmişse de davaya konu işlemin, A. Y.'ın Baro Levhasına yazılması yolundaki kararı uygun bulan

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun, bu kararında ısrar etmesine dair 5.11.2006 günlü, 5900-7 Sayılı işlemi

olduğu açıktır. ) ısrar etmiştir.


Davacı, Ankara 14. İdare Mahkemesi'nin 30.6.2010 günlü, E:2010/850, K:2010/955 Sayılı ısrar kararını temyiz

etmekte ve bozulmasını istemektedir.


SONUÇ : Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen ısrar

kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını

gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Ankara 14. İdare

Mahkemesi'nin 30.6.2010 günlü, E:2010/850, K:2010/955 Sayılı ısrar kararının ONANMASINA, kararın tebliğ

tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.01.2014 gününde oyçokluğu ile

karar verildi.


KARŞI OY :

Temyize konu Ankara 14. İdare Mahkemesi'nin 30.6.2010 günlü, E:2010/850, K:2010/955 Sayılı kararının;

Danıştay Sekizinci Dairesinin 16.12.2008 günlü, E:2008/3355, K:2008/8274 Sayılı kararındaki gerekçe

doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Bu makale size yardımcı oldu mu?

0 kişi içerisinden 0 kişi bu makaleyi beğendi

Hala yardıma ihtiyacınız var mı? Bize Mesaj Atın